Dünya pandemi travmasını geride bırakmaya başlarken küresel ve ulusal piyasalar önemli değişikliklere gebe. Öncelikle aşılama konusunda önde olan ve nüfuslarının büyük bölümünü aşılayan ülkelerde kısmî ve tam açılma uygulamaları devam ediyor.
ABD’de nüfusun yarısından fazlası 2 doz aşı olurken bazı aşılar eczanelerde ücretsiz olarak dağıtılmaya başlandı. İsrail, İngiltere, BAE öne çıkan diğer ülkeler.
Bu gelişmelerin en önemli etkisi, bir buçuk yıldır evlerinde hapis kalan tüketicinin, dışarı çıkıp daha fazla harcama yapacak olması. Kaçınılmaz olarak enflasyon oranlarını yükseltecek bu küresel dalganın tahvil ve altın piyasası üzerindeki hareketleri hissedilmeye başlandı bile. Söz gelimi ons altın beklentiler üzerinde gelen ABD enflasyon verisi sonrası 1900 dolar üzerine kadar geldi ve son dönemin en kazançlı aylarını yaşadı. Yine geçtiğimiz yıl %0,60’a kadar düşen ABD 10 yıllık tahvil getirileri %1,75’lere kadar çıktıysa da şu an 1,60 seviyelerinde.
Enflasyon yanı sıra küresel durumu etkileyecek bir başka değişken ise büyük merkez bankalarının her krizde uygulamaya koydukları varlık alım programları ve bu programlar sonucu son derece artmış likidite.
Yukarıdaki grafikte pandemi öncesi 3,7 trilyon dolara kadar inen FED bilançosunun pandemi ile haziran itibarıyla 8 trilyon dolara yükseldiğini görüyoruz. Bu hareket tarzının eksisi-artısı bir yana, enflasyon üzerinden muazzam bir etkisi olacak. Kaldı ki ABD’de Nisan ayında tüketici fiyatları yıllık olarak yüzde 4,2 artış kaydetti. Böylelikle ülkede tüketici enflasyonu 2008’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Geride bırakmaya başladığımız düşük enflasyon ve bol likidite döneminin bir avantajı, paranın kâr getiren yatırım araçlarına akması ve oluşan teknik balonlardı. Küresel borsalardan kripto paralara, tahvillerden değerli metallere kadar pek çok kalemin fiyatlarında tarihî rekorlar görmeye başlamıştık. Ancak varlık alım programlarında olası bir düşüş ya da durma, varlık fiyatlarında aynı yönlü düşüşlere neden olacaktır. Söz gelimi dün FED’in bu alımları azaltmayı düşündüğü haberleri bile ons altını bir anda 1850’li seviyelere geriletti, endeksler kırmızıya döndü.
Pandemide yaşanılan büyük sıkıntılardan biri de kapanmalar sebebiyle tedarik zincirlerinden meydana gelen aksamalardı. Son döneme damga vuran en büyük problem, çip tedarikinde baş gösteren arz sıkıntısı. Öyle ki araçların elektronik aksamlarında ve bilgisayarlarda yoğun olarak kullanılan çip tedarikindeki bu sıkıntı sonucu Toyota, Hyundai gibi firmalar üretimi düşürmeye karar verdi, büyük bilgisayar üreticileri artan maliyetler sebebiyle fiyat artışına gittiler.
Keresteden demire, çimentodan petrole pek çok emtia fiyatı çok kısa sürede yükselişe geçti. Dün açıklanan rakamlara göre dünyada gıda fiyatları, art arda 12. ayda da artarak Eylül 2011’den bu yana en yüksek seviyeye geldi. Alt alta topladığımızda önümüzdeki dönem öncelikli gündem maddesi küresel yüksek enflasyon olacağa benziyor.
Pandemiden kurtulmak hepimiz için inanılmaz bir haber, ancak toplumlar kadar çabuk iyileşmeyen bir ekonomik konjonktürle karşı karşıyayız.
Pandemi başında kaleme aldığım yazılarda krize 1-0 geride başladığımızı defaten ifade etmiştim. Zira her sene alışkanlık haline gelen kur şokları, cari açık, büyüme fetişi yüzünden bütçede hiç kapanmayan delikler ve inanılmaz boyutlara gelen özel sektör borçluluğu, yüksek enflasyon gibi kronik sorunlar nedeniyle son derece kötü durumda olan ekonomik görünüm pandemi süresince bozulmaya devam etti.
Pandemi öncesi durum iyi olmadığı için pandemi sürecinde de mütevazı hamleler yaptık. Milli gelirine oranla yapılan doğrudan yardımlarının en düşük olduğu birkaç ülkeden biriyiz. Malum, yapılan yardımların birçoğu hibe değil uygun kredi şeklinde. Eleştirilebilir ama reel durumla uyumlu ve zorunlu bir tercih bu.
Pandemiye bu şekilde giren Türkiye, daha süreç başında maske ve kolonya dağıtımında yaşamaya başladığı sorunlar listesine; aşı tedariki, kredi garanti fonundan kullandırılan ucuz krediler, merkez bankası başkanlarının üst üste görevden alınması, ABD ile yaşanan gerginliğin tırmandırılması ve Rusya’yı karşımıza alma pahasına Ukrayna ile yakınlaşma eskort ankara gibi sorunları ekledi.
Sonuç olarak manzara şöyle: Ucuz kredilerin ve niteliği sorgulanan yerli yatırımcının hevesi ile önce ralli yapan, sonra çöken ve şu an yatayda salınan bir borsa. Şeffaflığına dair en ufak güven uyandırmayan TÜİK ve yayımladığı tartışmalı veriler kabul edilse bile son derece yüksek enflasyon, her gün yeni rekorlar kıran kur. 400 altına inmeyen CDS primi. Makyajlanmasına rağmen rekor kıran işsizlik. Aşılanmayı bekleyen milyonlarca insan, artarak devam eden siyasi belirsizlikler. (Bu veriler açısından krizlerle boğuşan Arjantin’le kıyaslandığımızı da not edelim.)
Kısaca ortam, yatırımcı eskort izmir için dalgalı. Türk varlıkları için son derece sorunlu. Üzerine bir de yukarıda kısaca bahsettiğimiz değişen küresel şartları da ekleyin.
Ancak unutmayalım ki mevcut durumu değiştirmeye yönelik atılacak rasyonel her adıma, piyasa süratle cevap verecektir. Çünkü yatırımcı hevesli ve piyasa iyi habere aç. Tabii nitelikli ve gerçekçi haberlere; müjdelere olumlu eskort izmit tepki alamadığımızı defaten gördük.
Önce Türkiye, sonra da piyasalar için en rasyonel kararların verilmesi dileğiyle.
Dolar | 34,4644 | % -0.1 |
Euro | 36,2043 | % -0.17 |
Sterlin | 43,5462 | % -0.18 |
Bitcoin | 3370192,00 | % 3.55 |
Ethereum | 115167,00 | % 8.51 |
Çeyrek | 5.040,00 | % -0,08 |
G. Altın | 2.958,33 | % -0,11 |
BIST 100 | % | |
Litecoin | 3042.13 | % 4.83 |
B. Cash | 16514.57,00 | % 8.66 |
Bitcoin | 3370192 |
Ethereum | 115167 |
XRP | 40.73 |
Bitcoin Cash | 16514.57 |
EOS | |
Litecoin | 3042.13 |
Binance Coin | 21405 |
Bitcoin SV | 2331.12 |
Tether | 34.48 |
TRON | 6.83 |
Stellar | 8.52 |
Cardano | 27.51 |
Monero | 5525.96 |
Dash | |
IOTA |