• ALTIN (TL/GR)
    3.316,45
    % 0,93
  • AMERIKAN DOLARI
    35,9111
    % -0,08
  • € EURO
    37,4631
    % 0,27
  • £ POUND
    44,9584
    % 0,08
  • ¥ YUAN
    4,9387
    % -1,28
  • РУБ RUBLE
    0,3665
    % 2,68
  • BITCOIN/TL
    3500734,614
    % -1,80
  • BIST 100
    %

Mısır Turu/ 23-31 Ocak 2025

Mısır Turu/ 23-31 Ocak 2025

Mısır Fikri Nereden Çıktı?

Her gezginin aklının bir köşesinde mutlaka Mısır planı vardır. Bir fırsat bulup gitmek, piramitleri görmek ne zamandır benim de içimde ukdeydi. Küresel piyasaları takip ettiğimden Mısır Merkez Bankasının mart 2024’de serbest kur rejimine geçtiğini ve yerel para birimlerinin değer kaybettiğini takip etmiştim. Mısır için doğru zaman gibiydi.

Mısır’da önemli şehirler denince akla hemen tatil şehri Şarm el-Şeyh geliyor. Kahire, Luksor ve Hurghada diğer bildiklerimiz. Geçen sene bir arkadaşım Şarm’a gidip çok memnun kaldı ve Mısır’a gitmem konusunda ısrarcı oldu. Kurdaki oynaklığı da düşününce kış tatili için Mısır’a gitmeye karar verdik. Ama hangi şehre gidecektik?

Şarm el-Şeyh, Sina Yarımadasının en güneyinde ve Antalya gibi bir turizm şehri. 80’li yıllarda ülkemizde olduğu gibi turist çekmek için büyük yatırımlar yapılmış ve lüks oteller yapılmış bölgeye. Ancak buradan sadece Kahire’ye gidilebiliyor. Oysa biraz araştırma yapınca asıl tarihi zenginliğin Luksor bölgesinde olduğunu anladık. Luksor’a da ancak Kahire ya da Hurghada’dan gidebileceğimi öğrendim zira Kızıldeniz üzerinden Şarm-Luksor feribotları 5-6 yıldır iptal edilmiş. Bu yüzden rotayı Hurghada’ya kırdık.

Hurghada’ya İstanbul ve Antalya’dan direkt uçuş var, ancak tüm uçuşlar gece 12’de, dönüş uçuşları da 3’de. Bizim için kötü haber ise gece 4-5 saat kalacağınız ilk günün ücretini de vermek zorundayız. Örneğin bizim uçuşumuz 23 Ocak gecesi 23.55’de idi ve 24’ü 1’de inecektik, otele varmamız 2-3’ü bulacaktı ancak biz 23’ü saat 14’de girmiş gibi ücret ödedik. Bu durumun oteller ile hava yolu firması arası anlaşmalı bir tercih olduğunu sonradan öğrendim.

Gece uçağımıza bindik ve Antalya’da yeni açılan 2. terminalden hiç sıra beklemeden bir buçuk saatte Hurghada’ya indik, saatleri de 1 saat ileri aldık. Uçakta küçük bir ülkeye giriş kâğıdı veriyorlar, bunu doldurup pasaport kontrolünde sunmanız gerekiyor. Yanınızda kalem bulundurun, yoksa uçakta kalem, kalem diye gezersiniz.

Uçaktan inip 2 terminalli Hurghada Havaalanı’nın 1. terminalinde ilerledik. Şarm’da yok ama Hurghada’da kişi başı 25 dolar vize ücreti var, yeşil pasaporta yok. Pasaport sırası önünde bu ücreti ödeyebileceğiniz yerler var. Sıraya geçerken de sivil görevliler pasaportunuza bakıp yönlendirme yapıyor. Kontrolden geçtik geçmesine ama valiz almaya giderken yol üzerinde farklı yerlerde plastik sandalyelerde oturan belki beş farklı görevli(?) pasaportunuza bakmak istiyor. Neye bakıyorlar, anlamak mümkün değil. Zira yüzünüze bile bakmadan pasaporta şöyle bir bakıp kafalarını çeviriyorlar. Valizimizi de alıp dışarı attık kendimizi. Hava serin, 15-16 derece ancak çok rüzgârlıydı. Daha önceki seyahatlerimizden alıştığımız üzere Mobilmatter uygulaması üzerinden 22 dolara 10 GB (sonradan zam gelmiş) internet paketi almıştık, birkaç dakika içinde sinyal aldık. İsteyen terminal içinden de uygun fiyata sim kart alabilir.

 

Gelmeden önce inDrive taksi uygulamasını indirdik. Zira toplu ulaşım zayıf ve taksiler ucuz. Ancak ilk sorunla karşılaştık: Gideceğimiz otelle havaalanı arasına ödeyeceğim tutarı 71 Mısır Pound gösteriyordu. 1 Dolar=36 TL=50 EGP, hesabınızı buna göre yapın. Yani 10 km. mesafeyi 50 TL’ye gidecektik ki çok makul. Ancak teklifleri kabul ettikçe hemen sizi uygulama üzerinden arıyorlar ve havaalanı giriş ücretinin bile 30 EGP olduğunu, 71 EGP’ye gitmenin imkânsız olduğunu söylüyorlar, ben de teklifleri teker teker reddettim.

Bu arada havaalanı dışında bekleyen taksiler de var ve sizi görünce hemen yanaşıyorlar. Ancak Mısır’la ilgili biraz video izlemişseniz herkesin söylediği tek bir şey var: Turist kazıklamaya bayılıyorlar, bu yüzden çok sıkı pazarlık yapın. Bu yüzden yaklaşan herkese mesafeli davrandım. Ancak 35-40 km/s hızı bulan rüzgârda çok beklemek istemedik. Yanına gittiğim bir taksici 10 km.lik 15 dakikalık yola 10 dolar istedi. Bu arada tipinize bakıp Euro da diyorlar, Euro ve dolar arasında fark yok; ister 10 dolar verin, ister Euro. Ben uygulamaya göre 2 doların bile çok olduğunu vermeyeceğimi söyledim ve uzaklaştım. Uygulamaya geri döndüm ancak herkes 71 EGP tamam diyor, sonra farklı rakamlar teklif etmeye devam ediyordu. Az önceki taksici 5 dakika sonra yanıma gelerek 5 dolara götüreceğini söyledi. Biz de daha fazla beklememek adına, yolda başka para isterse vermeyeceğimizi söyleyerek, çünkü başkalarına yapmışlar, araca bindik.

Yaklaşık 20 dakika süren maceralı bir yolculuktan sonra şehir merkezindeki Bel Air Azur Otel’e vardık.

Maceralı diyorum zira savaş zamanlarından kalma bir alışkanlık, sürücüler geceleri dahi farlarını nadiren açıyorlar, çok yakın seyrediyor ve şeritlere uymuyorlar. Çok nadiren trafik ışığı var, şehirler arası ya da şehir içi tüm yollarda çok yüksek ve dik tümsekler var. Sürücülerin hız yapmasını bu sayede engellemişler. Ancak sürücüler ve yayalar kavşaklarda birbirilerini beklemiyor, herkes yola atlayıveriyor. Kaza da olmuyor ancak alışık olmayan için çok farklı bir deneyim.

Bir başka ilginç şey de sürücülerin müşteri yanında sürekli telefonla konuşmaları. Kiminle ne konuşuyorlar bilmiyorum ama gecenin bir buçuğunda bizim şoför bir kere sesli, bir kere görüntülü ve bağıra bağıra birileriyle konuştu. Otele vardık, İngilizce bilen resepsiyon görevlileri oteli anlattıktan sonra odamıza çıktık. Odaların çok temiz olmadığını gördük, ıslak mendillerle etrafı temizledikten sonra istirahate çekildik. Tatil boyu temizlikçi olarak bile kadın personel görmedik. Animasyon görevlileri dahi yabancı idi. Kadınlardan saçı açık olan da görmedik.

Otel odamız, büyük yatağı çok görmüşler.

Mısır 100 milyon nüfuslu, %95’i çöl ve Türkiye’nin 1,25 katı büyüklükte bir ülke. Bu büyük nüfus güneye doğru uzanan Nil deltasının etrafına serpilmiş. Ülkede 15 milyon Hristiyan var, devlet dini İslam, kişi başı milli gelir 4 bin dolar. Orta sınıf yok ve ekonomik durum iyi değil. Petrol ve turizm ana gelir kaynağı, son dönemde düşük işçilik ücretleri sebebiyle Türk tekstil markalarının da uğrak yeri. Haritada kırmızı işaretli şehirlere gittik, maviler önemli ama gitmediğim yerler, bir dahakine. Hurghada ise 215 bin nüfuslu küçük bir tatil şehri, yüz ölçümü Antalya’nın 5’te biri.  

Mısır’a gelirken nereleri gezeriz, bizim ilgimizi ne çeker diye düşünmüş ve bir plan yapmıştık. Öncelikle piramitlere mutlaka gidecektik. Bu yüzden Kahire’ye gitmeliydik. Luksor’a gitmeliydik, müthiş tarihi eserler vardı. Safari turu denilen ve çölde safari yapılıp Bedevi köyüne gidilen bir tur daha vardı.

İyi bir otelde kalmak da istiyorduk zira yıl boyu yorulmuştuk. Bu yüzden gidiş geliş günleri hariç 7 günlük bir tatil planladık, 3 günü turlarda geçirecek, kalan günler Hurghada’yı gezecek ve otelde dinlenecektik. Oda kahvaltılı uygun bir otelde kalınıp sadece turlara da gidebilirdik ancak nerede yemek yiyeceğiz, yediklerimiz temiz mi diye düşünmektense 4 yıldızlı ve her şey dâhil (yorumları çok iyi olan) bir otelde konaklamayı seçtik. Otele şehir vergileri dâhil 569 dolar ödedim. Avrupa’da bir haftalık konaklamaya 5-10 euro şehir vergisi öderken burada 130 dolara yakın şehir vergisi ödedik. Fiyatları ülkemizle kıyaslamaya gerek bile yok; bedava. Otelden de titiz bir çift olarak genel anlamda memnun kaldık ve 10 üzerinden 8 verdik. Otel ile ilgili yorumumu buraya bırakıyorum.

İş, turları ayarlamaya gelmişti, böyle düzenlemeleri gitmeden önce bitiririm ama Mısır’a giden arkadaşım “gidince yaparsın” deyince “bu sefer böyle olsun” dedim.

İnternette bu şekilde çok sayıda tur imkanı bulunuyor.

Turlar için dört seçeneğiniz var. 1- Otelin anlaşmalı olduğu turları kullanmak, bu turlar 6-35 kişi aralığında, ne kadar az kişi o kadar pahalı. Kahire veya Luksor için kişi başı 90 ila 120 dolar istiyorlar. 2- Sosyal medyadan turcu bulup fiyat almak, bu turlarda yolculuk, yemek ve biletler dâhil 70-75 dolar, 3- getyourguide’dan tur almak, bu turda rehberlik ücreti alınıyor sadece, ulaşım, müze biletleri sizde, bu seçenekte daha kaliteli rehberler var ve daha özel bir tur deneyimi sunuyorlar. Ancak ulaşım, yemek vd. her şeyi ayarlamak gerekiyor. Mısır’da bana riskli geldi. 4- Ben go.bus’a atlar, her yeri kendim gezerim. Normalde 4. seçenek benim için cazipti ama Mısır’la ilgili videoları izleyince ve yazıları okuyunca hijyen ve güvenlik problemi olduğunu gördüm. Ve sorunu günübirlik turlarla çözdüm. Ayrıntılı anlatıyorum çünkü gitmeden kesin ve net bilgi veren ne bir yazı okudum ne bir bilgilendirme gördüm.

Tatil Başlıyor

İlk sabah ufak bir otel turundan sonra resepsiyon tarafında otelin anlaşmalı olduğu turcular yeni gelenleri hemen gözlerine kestiriyor. Oturup pazarlığa başladık. Fiyatların pahalı olduğunu gördük. Üzerine Instagram’dan görüştüğümüz ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Emre isimli rehberi aradık, kendisi otele geldi. Numarasını bırakıyorum: +20 10 0256 9545. Mısır şivesiyle ve idare eden bir Türkçe ile babasının Oflu olduğunu, 15 yıldır burada olduğunu ve taksiden turlara, hediyelik alışverişine her konuda yardımcı olacağını söyledi.

Mısır’da yukarıda bahsettiğim gerekçelerle gereksiz pazarlıklarla uğraşmak istemiyordum. Bir kanaldan her faaliyeti ayarlamak istediğimden, üzerine bize Türkçe rehber bulacağını söylediğinden Emre ile anlaştık. Kahire turu Nil Nehri turu dâhil kişi başı 70 dolar, normalde tekne turu ekstra 10 dolar, Luksor turu 75 dolar, çöl safari 25 dolar. Bunun dışında dalış ve diğer etkinlikler de var ama hem deniz kenarında yaşadığımızdan hem de su sıcaklığı çok yüksek olmadığından bu turları pas geçtik. Ücretleri turlara gittiğimizde verdik.

Bu işi de halledip sahile indik. Deniz harika, tuz oranı yüksek, türlü ve renkli balıklar var. Su oldukça temiz. Tatil boyu rüzgâr 20-30 km/s kuvvette esti. Bu rüzgâr, konforu bir miktar düşürüyor ama sıcak bastığında çok işe yarıyor. Güzel resimler çekip şezlonga uzandık. Su her mevsim çok iyi diyenlere aldanmayın, on iki ay denize giren biri olarak su ılık değildi. Hızlı bir gir çık yaptım. Güneşlenip kitap okuduk ve dinlendik. Palmiye ağaçları ve kumsal…

Plaj gerçekten böyle.

Yemekler damak tadımıza uygun, otelimizde tüm öğünler lezzetliydi. Türk gecesi yaptılar ve yemeklerin tamamının tarifleri doğruydu, lezzetliydi. Musluk suyunu içmemeniz gerektiği odalarda yazıyor zaten, biz önlem olarak dişlerimizi de hazır su ile fırçaladık. Marketlerde küçük boy su 6 EGP.

Kahire Turu

Kahire, Hurghada’ya yaklaşık 6 saat mesafede, kuzeyde. Tur neredeyse 24 saat sürüyor, ancak gözünüz korkmasın. Çoğunluğu yolda geçiyor.

Turcu Emre gece 2 gibi otelin önünden alacaklarını söyledi. Otel resepsiyonlarına söylerseniz tura gideceğinizi, kumanya hazırlıyorlar. Gece hava soğuk olduğundan montlarımızla yola çıktık, yaklaşık bir saat diğer otellerdeki misafirleri topladık ve yola koyulduk. Şehrin bir saat dışında tüm tur otobüsleri toplanıyor, polis kontrolünden geçiliyor ve toplu şekilde Kahire’ye gidiliyor. Otobanlarda da yukarıda bahsettiğim tümsekler var, saat başı HGS gişelerine benzeyen ama mutlaka polis ekiplerinin bulunduğu yol kontrol noktalarından geçtik. Durdurup arama ya da kontrol yapmadılar.

Mola yerlerinde tuvaletler ücretsiz ancak otobüsler yanaşınca 1 dolar istemeye başlıyorlar. Mutlaka mescit var tesislerde, itiraz etseler de mescitlere gidin ve burayı kullanın. Ne dinlenme tesislerinde ne de şehir merkezindeki marketlerde hiçbir üründe fiyat yazmıyor. Suya bile kaç verirsin diye pazarlık yapmaya çalışıyorlar. Dinlenme tesislerinde merkez bankasına ait atm’ler var. Bu cihazları kullanarak resmî kur üzerinden para çekebilirsiniz. Sabit kur varken taksicileri kullanarak kara borsadan ucuza döviz bozduranlar olmuş, artık mümkün değil. Sakın denemeyin diye tembih ettiler. Ben gitmeden taksilerde kullanmak için bir miktar Mısır poundu ve ABD doları (turlar için) götürdüm. İkisi de lazım oldu.

Sabah 8 gibi şehir merkezine vardık. Türkçe rehber istemiştik özellikle, otobüste de 10 tane Türk vardı fakat emekli öğretmen tipli rehberimiz İngilizce-Almanca olarak anlatmaya başladı. Kahire 28 milyonluk nüfusuyla bir mega şehir, ortasından dünyanın en büyük nehri olan Nil Nehri geçiyor. Göze ilk çarpan çöl etkisi ile yoğun toz, kum rengi binalar ve pislik. Neredeyse her yer çöp. Polisin önünde yere çöp atmanızı dahi sorun etmiyorlar. Kaldırımdan yürümüyorlar ve 4 şerit otobanda koşarak karşıya geçmeye çalışıyorlar.

 

Kısa bir şehir turundan sonra ilk durak Kahire Müzesi. Girişte hemen solda müzenin kurucusu Auguste Mariette’in heykeli karşılıyor sizi. Giriş 550 EGP.

Looking toward the memorial which is to the left of the entrance (Photo: Nile Scribes)

Kurucunun heykeli. Girişte solda.

Bu eski müzede en önemli eser ünlü firavun Tutankamon’un altın maskesi ve hazinelerinin olması. Çok eski firavunlara ait eşyalar ve tabutlar da var ancak hiçbiri Tut’un hazinesini görmek için beklenen sıra ile ölçüşemez.

Hazineden bir kare.

Maalesef müzenin zemininden eserlerin sergilendiği platformlara kadar her şey çok eski ve bakımsız. Yeni bir müze daha açılmış şehir dışında ve çok iyi olduğunu söylediler ancak turlar ve insanlar hâlen yoğun şekilde buraya geliyor.

Müzenin çıkışında hediyelik eşyaların satıldığı bir de çarşı var ancak fiyatlar çok pahalı. Almayın diye tembih ettiler.

Buradan tura dâhil olan Nil turuna geçtik. Küçük sandallarda yöresel şarkıların çaldığı ve yaklaşık yarım saat süren, pek bir özelliği olmayan bir tur. Nil’in bu bölümü oldukça kirli, şehirde göze en çok çarpan yapılar modern banka ve oteller, tabii ki yabancı ülkelere ait. Ne de olsa düne kadar sömürgeydi Mısır. Nil şehri, Buda-peşte gibi ikiye bölüyor ve bir yakası Kahire, piramitlerin olduğu yakası Gize olarak adlandırılıyor. Turun anlaşmalı olduğu bir esnaf lokantasına gidip ortalama bir yemek yedik.

Yemekten sonra da yine turun muhtemelen anlaşmalı olduğu piramitlere çok yakın parfüm dükkânına (Muhammed Ali ziyaret ettiği için King Ali’s Parfume isminde) gitmek zorunda kaldık. Turdan yakındığımın farkındayım ancak serbest gezmeye alışınca insan, bu tür dayatmalar oldukça rahatsız ediyor.

Türk grubu adına gereksiz uzun bir pazarlıktan sonra bir şey almadan çıktık ancak yarım saatten fazla kaybettik, kaybettik diyorum çünkü bu zaman piramitlerden gidiyor. Otobüsten indiğimiz her an dilenci gibi çocuklar bir şeyler satmak için etrafımıza doluşuyor.

Otobüsün etrafında size bir şeyler satmaya çalışan çocuklar.

Sonunda 15.45’te bu gezinin yıldızı olan piramitlere geldik. Şansımıza ulusal polis günüydü ve etraf ana baba günü. İçeri giriş 600 EGP, mezarlardan birine girmek için fark ödüyorsunuz. Üç büyük piramit var yerleşkede, irili ufaklı başka piramitler de var ancak üçlü yanında dikkat çekmiyor. Sfenks tarafından girip piramitlere kadar yürümek hepsinin bir arada fotoğrafını çekmek için daha ideal ancak biz turla olunca bu imkânımız olmadı.

Piramitlerin etrafında fotoğraf çekmek için para isteyen, yanınıza gelen, sizi deveye bindirmeye çalışanlar var. Ortamın büyüyü bozuyor ama tolere edilebilir. Burada çekimler yapıp en büyük Keops piramidinin yamacına tırmandık, içine doğru göz attık. İçine girmek isteyenler için yol 70 metre ve bir yere varmıyor ancak klastrofobik bir deneyim için denenebilir. Zaman kısıtı nedeniyle içeri girmedik. Bütün alanı gezebilmek için son sürat diğer piramitlere yöneldik.

Burada piramitlerin tarihi hakkında bilgi vermek istemiyorum, internette bol bol var. Sadece şunu vurgulamak istiyorum. İnsanlık 4-5 bin yıl önce bu eserlere imza atıyorsa her şeyi yapabilir. Bu arada nasıl yapıldıklarına dair panolarda izahat var; uzaylılar yapmamış. Piramitlere 500 metre mesafede Giza’nın dış mahallelerine bakıp bu yapılara imza atanlar şimdi nasıl bu haldeler diye düşünmeden edemiyor insan.

3 büyük piramidi ve sfenks bölgesini gezip turun muhtemelen anlaşmalı olduğu, adı papirüs müzesi olan ama papirüs satılan bir işletmeye geldik. Burada da birkaç şov izledikten sonra otobüsle atlayıp dönüşe geçtik. Dönüş nereden baksanız 6 saat kadar sürdü, saatlerimiz gece 11’i geçerken oteldeydik.

Ertesi gün hâliyle geç kalktık, deniz ve dinlenme ile geçirdik. Otelde Sakara marka Mısır birası ile Firavun (Pharaouh) marka Mısır viskisi tatma şansım oldu. İçimleri rahat ve baharat notaları var. Biranın alkol oranı %10, viskinin 40.

Luksor Turu

Şarm el-Şeyh’ê değil de Hurghada’ya gelmemin asıl nedeni eski başkentlerden Luksor’a gitmekti. Barındırdığı eserler itibarıyla Kahire’ye göre beklentim büyüktü.

Sabah 4 gibi otelden alındık, bu sefer grubun tamamı Türk’tü, rehber de anlayabileceğimiz kadar Türkçe biliyordu. Yol boyu birbirimize saygı duymayı unuttuğumuzu, insanlığımızı yavaş yavaş kaybettiğimizi, nezaket ve davranış kurallarından bihaber olduğumuzu hatırladık. Bir daha Türkçe tur talep etmemeye karar verdik. Ne iyi bir Türkçe ile anlatabiliyorlar ne de internette bulamayacağımız bir bilgi veriyorlar.

Luksor, Hurghada’nın güneybatısında bulunan 1,5 milyon nüfuslu bir şehir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa zamanında bu bölgede hidivlik ilan ediliyor. İç işlerinde bağımsız oluyorlar. Bu tarihlerde bugün Sudan olan topraklarla Mısır birleşik. Cetvelle çizilen sınırlar sonucunda ülkeler ayrılmış ama insanlar ve gelenekler hâlen beraber. Sınırın iki tarafında aynı aileye mensup çok sayıda insan var. Bu yörenin insanları daha kavruk tenli, yöresel ve tek parçadan oluşan uzun elbiseler giyiyorlar. Şiveleri farklı. Daha muhafazakâr bir topluluk. Bu bölgeye yazın gelirseniz dışarıda ancak birkaç saat gezebiliyorsunuz zira sıcaklıklar 50 dereceye çıkıyor. Bu yüzden bu dönem gezmek için en ideal dönem.

5 saat sürüyor yolculuk. Yine otobüsler bir merkezde, bu sefer Safaga’da toplanıyor, kontrolden geçiyor ve hep birlikte hareket ediyorlar. Yol çok virajlı ve kayalık araziden geçiyorsunuz. Otobüste uyumak zor.

Güneye indiğiniz için sıcaklık artıyor, ancak geceleri yine soğuk, montunuz yanınızda bulunsun. Nil Nehri’nin hayat verdiği bu topraklar bizi etkiledi. Mısır’da ilk defa tarım arazileri ve geniş yeşillikler gördük. Şeker pancarı, patates, bamya, pirinç başlıca tarım ürünleri. Kina şehrine gelip buradan çok dar bir kanal yolunu takip ederek ve türlü kuralı ihlal ederek Luksor’a ilerledik. 11 gibi ilk durağımız Karnak Tapınağı’na geldik. Ancak makyaj ve tuvalet ihtiyacı sebebiyle grup yarım saat bekledi. Sosyal medya fenomeni arkadaşlar yürümeye karar verince tura başladık. Rehberimiz ilk noktadan itibaren ayrıntılı anlatımıyla bizi bilgilendirdi.

Tarım arazileri ve yine beyaz kayalar

Karnak aslında bir tapınaklar bütünü. 4 bin yıl önce İbrahimî dinler ortada yokken bile hac yeri. 800 metreye 1,5 kilometrelik bir bölgeyi kapsıyor ve 2 km.lik taş bir yolla Luksor Tapınağına bağlanıyor. Çok etkileyici. Giriş 600 EGP=12 dolar.

Her firavun üzerine bir şey koymuş, kendinden öncekini sevmiyorsa heykellerin kafalarını kopartıp kendininkini eklemiş ve bu müdahalelerle büyük bir kompleks ortaya çıkmış. Dikmeler, dikilitaşlar, hiyeroglifler, sütunlar, heykeller… Tek kelimeyle muhteşem. Her karesinde fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Burada Tanrı Firavun 2. Ramses’in heykelleri ve yaptırdıkları bilhassa etkileyici. En büyük katkıyı sunan o.

Her köşesini gezmek için hızlı hareket etmek lazım. Tadilat işlemleri de devam ediyor bir yandan. Yaklaşık 2 saat zaman ayırdık buraya, bana kalsa bir öğleden önce ayrılabilirdi. Burada hava belirttiğim gibi daha sıcak ve şort-tişört giyilebilir. Biz ince birer uzun kollu ve pantolon tercih ettik. Şapka ve güneş kremini yazmama gerek yok.

Buradan Muz Adası turuna geçebiliyorsunuz. 10 dolar kişi başı. Tekneler Luksor Tapınağı’nın hemen önünden kalkıyor. Havuz içinde bir timsah ve dışarıda maymunların kol gezdiği küçük bir ada. Videolarını izlemiştik ve bize cazip gelmedi.

Tapınaklar arası mesafeler neyse ki kısa. Araç ile yemek yiyeceğimiz karşı kıyıya geçtik. Kahire’ye göre daha düzgün bir işletmeye geldik.

Musakka, kuru fasulye ve salatadan oluşan güzel bir öğle yemeği yedik. Mekânın adı Nile Panorama Restoran. Yemek tura dâhil. Bizim gibi pek çok Türk grubunu buraya getiriyorlar. Biz yemeği erken bitirip sahil boyunca yürüyüş yapmayı tercih ettik.

Buradan yarım saatte taş müzesi dedikleri ama küçük biblo ve heykellerin satıldığı bir işletmeye geldik.

Ufak bir turist gösterisinden sonra biraz alışveriş yaptık ve on dakika mesafedeki Hatşepsut Tapınağı’na geldik.

Kraliçe Hatşepsut, türlü mücadelelerle iktidarı ele geçirmiş, o dönem yaygın olduğu üzere üvey oğlu ile evlenmiş ve bu sayede iktidarı kaybetmemiş bir kadın. Neredeyse 4 milenyum önce bir kadının güç mücadelesi takdire şayan. Çoğu firavun gibi tahta çıkar çıkmaz mezarını yaptırmaya başlıyor. Bu tapınağın bir diğer özelliği tadilatları tamamlanmış ve bütünlük arz ediyor. Rehberin dediği gibi Anıtkabir’e de benziyor.

Hapşetsut Tapınağı krokisi.

Hatşepsut’un özelliği kadın firavunun tüm heykellerinde sakal olması ve erkek kıyafetleri tercih edilmesi, bu bilinçli bir tercih zira kraliçe erkeklerden bir eksiği olmadığını vurgulamak istemiş. Etrafa bakınca başka kazı alanları da görüyorsunuz. Dağın içine oyulmuş bölgeler dahi var. Burayı biraz hızlı geçtik zira gezinin yıldızı Krallar Vadisi’ne geç kalıyorduk.

Krallar Vadisi

Vadinin krokisi.

On beş dakikada, saat 3 buçuk gibi vadiye geldik, gişelerden geçmeye çalışan bizden başka kimse yoktu. Bu kadar önemli bir yere hepi topu bir buçuk saat ayıracak olmak canımızı sıkıyordu. Grupla hareket etmenin zorluklarını yaşıyorduk. Elektrikli arabalara bindik ve mezarlara yakın bölgeye geldik.

Önemli mezarlara dair yönlendirmeler var.

Krallar kendileri için ilk önce piramit yaptırıyorlar. Fakat hem yabancılar hem de halk tarafından bunlar gizli hazine var, define var diye yağmalanınca farklı bir formül düşünülüyor ve yer altı mezarları yapılmaya başlanıyor. En büyük örneği burası. 65 mezar odası var, hepsi ziyarete açık değil, ayrıca her gün farklı bir sektör açılıyor ziyarete. Girişe en yakın ve ünlüleri Ramses 1-3 ve 9’un mezarları.  Seti I de ünlü fakat uzakta. Yarım gün ayrılmalı ve doya doya gezilmeli burası. Standart biletle 3 mezara girilebiliyor. Seti I için 30 dolar ve Tutankamon’un mumyası için 15 dolar ekstra ödemeniz lazım. Biz yine turun gazabına uğradık ve buraya yalnızca bir saat ayırabildik. Neyse ki 3 mezara da girdik ve güzel fotoğraflar çektik. Tamamı yabancılar tarafından bulunmuş ve restore edilmiş. Oldukça iyi durumda olanlar var.

En iyi durumda olanlardan biri, Ramses III.

İçeride görevliler var ve sizin fotoğrafınızı çekmek isterlerse dikkat edin, bahşiş istiyorlar. Güneş batmaya ve hava soğumaya başladı. Saat 5 gibi tüm görevliler kapanıyor demeye başladılar. Piramitler gibi bu bölge de 5’te kapanıyor. Yaklaşık 5 saatlik bir yolculuğun ardından otelimize vardık.

Ertesi gün hava Hurghada’da daha sıcaktı ve denize daha rahat girdik, köpekbalıklarına dair uyarı levhaları var. Kimisi nesillerinin tükendiğine dair, kimisi de gitmemeniz gereken bölgelere. Çok canlı bir su altı hayatına tanıklık ettik yüzerken, çok sayıda ve türde yengeç de gördük. Neredeyse bütün gün sahilde zaman geçirdik.

Çöl Safarisi

Son turumuzu da safari olarak planladık. Pek albenisi olmamakla birlikte Mısır’a gelip deveye binmeden dönmek olmazdı. Otelden öğlen 11.30’da aldılar ve 1’de havaalanının batısında bir bölgeye geldik.

 

Bugün 3 ana faaliyet vardı. Önce buggy isimli 4 tekerlekli araçlarla 20 dk. tur, üzerine atv’lerle 40 dk.lık çöl turu ve Bedevi köyünü ziyaret. Üzerine akşam yemeği ve final.

Bizi gruplandırıp başımıza tanesi 2 dolara puşileri sarıp araçlara götürdüler. 5 dakikalık bir eğitimden sonra araçlara bindik. Düşük süratle yaklaşık 20 dk. toz ve rüzgâr içinde kaldık. Ardından bir mola verip atv’lere bindik. Çok hızlı gitmek isteyen deli Ruslarla dolu bir konvoyda rüzgârlı bir tur yaptık. Bugüne özel güneş gözlüğü, ayakkabı ve kıyafet seçin, zira toz içinde kalıyor her şey.

 

Ardından Hasan isimli Scorpion tur mensubu bir rehber geldi yanımıza. Yaşlı bir Alman çift ve Alman bir baba kızla grup olduk. Bize iyi bir İngilizce ile Bedevi köyüne birlikte gideceğimizi, istediğimizde soru sorabileceğimizi, kendisinin lisanslı bir rehber olduğunu söyledi ve tur bitene kadar her boşlukta bize Mısır tarihi ve bölge hakkında doyurucu bilgiler verdi. Kendisi getyourguide’da kayıtlı, numarasını buraya da bırakıyorum: +20 115 556 8875. Kendisi Kahire ve Luksor’a da tur düzenliyor, keşke bizimle gelseydi diye düşünmedim değil. Bence arayın.

Bayinizden özellikle Hasan’ı isteyin.

Yaklaşık yarım saat çölde çok hızlı ve heyecanlı bir Toyota Cruiser turu yapık. Alman komşularımızdan ciddi hayret nidaları yükseldi. Biz de zaman zaman tedirgin olduk, zira şerit yok, başka araçlar da var ve araçlar düzensiz şekilde yol üzerindeki küçük kum tepeleri üzerinde kayıyor. Bedevi köyüne vardık.

Burası 250 nüfuslu, 12 ay çölde yaşayan insanların bulunduğu bir komün. Dışarıdan irtibat yok, sağlık ya da eğitim hizmeti almıyorlar, oy kullanmıyorlar. Burada âdet olduğu üzere git gel, toplam 50 metre boyunca deveye bindik. Üzerine sacda ekmek yapılan bir çadıra girdik, yabancılar oryantalizm refleksiyle hayretle izliyor ama benim rahmetli ananem de böyle yapardı ekmeği. Burada insan Avrupa’dan ziyade bu topraklara benzeşiyoruz diye endişe ediyor.

Buradan küçük başka bir çadıra girdik. Deve sütünden ve çevredeki otlardan yapılma pek çok ürün satılıyor burada. Fiyatlar 5-10 dolar. Biz güvenemediğimizden ve alışverişi başka yerden planladığımızdan bir şey almadık. İkram edilen hibiscus çaylarını içip köyü değerlendirdik. Hasan bu noktada ülkedeki rejim değişikliği sonrası günlük hayata dair önemli bilgiler verdi. Baskıcı her toplumda olduğu gibi konuşurken sessiz konuşuyor ve tam kritik yere geldiğinde beni konuşturma diyordu gülerek.

Kısaca anladığım Müslüman Kardeşler idaresi altında halk kısmen memnunmuş, kendisi Mısırlı’dan önce Müslüman olarak tanımlamak hoşlarına gidiyormuş. Ancak yozlaşma başlamış ve halktan kopmuşlar. Ordu yönetime el koymuş ve herkes çok mutlu olmuş ancak şimdi ordu da kendi hegemonyasını inşa ettiği bir düzen kurmaya başlamış. “Askeriyeden bir tanıdığınız varsa yapamayacağınız bir iş yok,” diyor Hasan. “Hele yüksek rütbeli arkadaşın varsa sırtın yere gelmez.” Orta sınıfın yok olduğunu, milyar dolar servetli zenginler ile çok fakir halkın kaldığını, bazı zenginlerin büyük şehirlerin neredeyse yarısına sahip olacak kadar zengin olduklarını, Almanya’da bile bu kadar dolar milyarderi bulamayacağımızı ifade etti. Ne kadar benzer hikâyeler… Türkiye’den geldiğimizi öğrenince bize de zaman zaman laf attı tabii.

Akşam güneş batınca hava yine soğudu, safari aracımıza binip daha sakin bir yolcuktan sonra vahaya geri döndük. Tabii egzotik Mısır müzikleri eşliğinde.

Köfte ve ızgara tavuğun başını çektiği akşam yemeklerini aldık, yer sofralarına oturduk ve sırasıyla dansöz, zenne ve yöresel dansları izledik. Yarım saat sonra araçlarımıza binip 8 gibi otelimize döndük.

Son Gün

Turları bitirmenin verdiği haklı gurur ile ertesi güne başladık. Sabah kahvaltıdan sonra otelden çıkış yaptık ancak valizlerimizi lobiye bıraktık ve uçağımızın gece olduğunu söyleyip otelde zaman geçirmek istediğimizi söyledik, kabul ettiler. Sahile inip güneşlendik ve zaman geçirdik.

Akşamüzeri Emre’yi arayıp alışveriş yapmak istediğimizi, tavsiye edebileceği bir yer olup olmadığını sorduk. Kendisi gelip bizi alacağını söyledi. Akşamüzeri 4 gibi buluştuk, havaalanı karşısında bulunan bir yere geldik.

Yolda taksi gaz almak istediğini söyleyip benzinciye girdi. Bir litre benzin 7 EGP, su 6 EGP’ydi hatırlarsanız. 100 EGP’ye depo doluyor neredeyse, yani 2 dolar. Ayrıca sürücü kaputu açınca araba bozuldu sanırım diye düşündüm ama gazı kaputu kaldırıp önden dolduruyorlarmış.

Geldiğimiz dükkân iyiydi. Adı Nile Pharaous. İlk defa bir işletmede fiyatlar yazıyordu. Havaalanının karşı caddesinde.

Buradan kendimize ve arkadaşlarımıza hediyelikler aldık. Magnet ya da anahtarlık tarzı şeylerin fiyatları 50 EGP’den başlıyor, 200’e kadar çıkıyor. Üst katta çakma markalı tekstil malzemeleri de var. Buradan 800 metre uzaklıktaki Nefertiti isimli kozmetik malzemeleri satan yere geldik.

Ulaşım için Emre de inDrive uygulamasını kullanıyor ve 30-40 EGP’ye mal oluyor bu yolculuklar; çok ekonomik. Buradan deve sütünden yapılma el kremi ve birkaç yüz kremi aldık. Küçük boy bir krem bile 10 dolardan başlıyor. Pazarlık yapın ve aklınıza yatmıyorsa almayın. Buradan taksi ile 50 EGP’ye=1 dolar marinaya geldik.

Marinaya girer girmez Mısır’dan kopuyor ve Avrupa’da bir şehre gelmiş gibi oluyorsunuz. Etraf temiz, işletmeler kaliteli, insanların üstü başı düzgün. Marinayı boydan boya yürüdük ve en uç noktadaki hediyelik eşya dükkânına girdik. Fiyatların ilk gittiğimiz yerle çok farklı olmadığını, hatta burada daha çok çeşit olduğunu gördük. Hediyelik eşya için doğrudan buraya gelinebilir.

İlk işletmede bulamadığımız kar küremizi aldık buradan. Güzel fotoğraflar çekip İmparator isimli, mantar süslemeleri olan şirin bir cafeye oturup bir şeyler içtik. Türk kahvesini tam sevdiğimiz gibi yapmışlardı.

Yakındaki bir mekânın fiyat listesini bırakıyorum, marinada bile fiyatlar ülkemize göre uygun. (0,7 ile çarpın) Marina bölgesi zaman geçirmek için çok uygun bir bölge.

Buradan yürüyerek balık haline, buradan da berbat kokular ve trafik eşliğinde Al Mina Camisine geldik. İlgimi çeken şey caminin her yanında ışık süslemesi yapmış olmalarıydı.

Hurghada’da görmeye değer en büyük eser bu. Sağı ve solunda büyük bir alışveriş caddesi uzanıyor. Kafeler, hediyelikler vs. Ancak yürüdüğümüz bu kısa yolda bile tekrar Mısır’da olduğumuzu hatırladık. Açık alanda kesilen etler, kötü kokular ve trafik.

Otelimizin güneyinde kalan bu caddeden yukarı ilerleyerek yarım saatte otele vardık. Kalan vaktimizi bir şeyler yiyerek ve lobide geçirdik.

Havaalanına Dikkat

Gün boyu Hurghada Havaalanı resmî sitesinden ve Pegasus uygulaması üzerinden hangi terminalden gideceğimize bakmaya çalıştım. Skyscanner sitesi üzerinden 1. terminal olduğunu gördük ama son saate kadar başka hiçbir yerden teyit edemedik.

Otelin önünde taksi beklerken karşıda bekleyen ve bize doğru bakan bir araca yaklaştım ve hemen pazarlığa başladım; ben de Mısırlı olmuştum artık. 5 dolara anlaştık ve araca bindik. Adının Hasan (yine) olduğunu (Bu arada tüm Mısırlılar Türk olduğumuzu duyunca yavaş yavaş Hasan Şaş diyorlar, neden bilmiyorum), tur organizasyonu yaptığını, havaalanı ulaşımı için de müsait olduğunu söyledi. Üslubu, konuşması, saygısı hoşuma gitti. Numarasını bırakıyorum: +20 10 121 93 928. Pegasus ise birinci terminaldir diye şoförümüz tahmin etti. Yanılmadı.

Havaalanına vardık. İki ciddi aramadan geçtik, aramalarda ayakkabıları çıkarıp fiziksel olarak ayrıntılı arandık. Bu arada hayatımda gördüğüm en uzun check-in kuyruğunda bekledik, gecenin 1’inde muhtemelen stajyerleri bırakıp gitmişlerdi. Üzerine Pegasus ne hikmetse 10’dan fazla ülkeye gittiğimiz valizimizin kabin boyu olamayacağını ve ekstra ücret ödememiz gerektiğini söyledi. İtiraz ettik, beş dakikalık gerginlikten sonra valizi kabul ettiler.  Bu arada havaalanında saat 2.50 Antalya ve 3.25 İstanbul uçağı dışında bir Allah’ın kulu yoktu. Bu saatte uçuş planlanması yapılması vatandaşımıza verilen değerin de bir göstergesi.

Bomboş bir terminal. Türkler hariç.

Kontrollerden geçerken bir vatandaşımız çantamın, pasaportumun, telefonumun bulunduğu kutuyu kendinin zannedip alıp götürmüş, birkaç dakikalık stresten sonra neyse ki özür dileyerek getirdi. Pasaport rengimiz, çanta boyutumuz ve telefonlarımızda en ufak bir benzerlik yoktu ama ne de olsa bela bizi buluyordu.

Bir saçmalık da yine Mısır yetkililerinden geldi. Uçak biletlerine nedense sanırım görüldü anlamına gelen kaşe vuruyorlar, ancak kaşe oldukça ıslaktı. Pasaport arasına koyup kapatınca da mavi mürekkep olduğu gibi pasaportun fotoğraflı sayfasına bulaştı. Bir sonraki yolculukta bu lekenin sorun çıkarıp çıkarmadığını paylaşırım. Bir de bagaj valizini kabul edip etmediklerini! Girişte olduğu gibi çıkışta da bir form doldurup verdik.

En son bomba da yine stajyerlerden geldi. Uçak giriş kapısında biletin uzun kısmı kesilip kısa kısmı yolcuya veriliyor, biliyorsunuz. Bunlar ne hikmetse kısa kısmı kendileri aldı. İki farklı adam da üstelik kapıdan geçtikten sonra kontrol etme ihtiyacı hissetti. Kontrol dediysem şöyle bir bakış.

Sonuç

Mısır, kadim ve büyük bir medeniyet. Tarihi M.Ö. 10 bine dayanıyor. M.Ö. 6 binde ilk yerleşimler, 3 binde ilk krallık kök salmış bu topraklarda. Nil Nehri bin yıllardır bu toprakları besliyor. Bundan 5 bin yıl önce müthiş eserler yaratmışlar ve gezdiğimiz yerleri çok etkileyici. Ancak şu an çok daha kötü durumda bir ülke Mısır. Pislik, düzensizlik, otoritesizlik her yerde. Kamu görevlileri bile fotoğrafınızı çekip bahşiş diye el açıyor. Turizm en büyük gelir kaynaklarından ama düzen, turist kazıklamak üzerine kurulu ki çok acı.

Millî gelirin yarısından fazla hizmetler sektöründen geliyor.

Turizmden 2023 sezonunda 14 milyar dolar gelir elde etmişler.

Ancak her girdiğiniz yerde bitkisel çaylar ikram etmek dışında dilencilik kültürünün üzerine çıkamamışlar. Antalya gibi turistik bir kentte otel tatili yaptık. Otel konusunda bile arzu edilen kaliteden uzakta olduklarını itiraf etmeliyim. Antalya’daki beş yıldızlı otellerle elbette kıyaslamıyorum, biz bu konuda gerçekten çok iyiyiz. Mısır’da fiyatlar da kesinlikle uygun ancak verilen hizmet kalitesinin yüksek olmadığını, idare ettiğini belirtmeliyim. Mısır’a her 100 turistin 70’i Avrupa’dan geliyor, bu davranış kalıbının çok hoşlarına gitmediğini gözlerimle gördüm.

Bu hususları bir kenara bırakırsak piramitler ve bilhassa Luksor dünyayı merak eden biri için “must see” yerlerden biri. Etkileyici yerler. Ancak benim gibi hijyene, kişisel alana ve karşılıklı saygıya değer veren biriyseniz iyi bir otelde zaman geçirdiğiniz, sadece turistik yerlere gittiğiniz ve güvenli otelinize döndüğünüz bir gezi tavsiye edebilirim. Yoksa bir haftalık süreçte marina etrafındaki kısa bir yürüyüşle Mısır’ın sıradan yüzünü görmek bile bize yetti. Ki eşimle bir şehri sokak sokak gezmeyi ne kadar sevdiğimizi diğer yazılarımdan hatırlayanlar olacaktır.

Şehirleri güvenle ve daha önemlisi rahatça gezebileceğinizi söyleyemem. Sadece deniz ve otel tatili için gidecekseniz çok daha olumluyum. Denizi çok temiz, su altı hayat zengin, dalış fiyatları ülkemizin yarısı. Oteller uygun fiyatlı ve yemekler ağız tadımıza uygun. Bir başka kış tatilinde kesinlikle tekrar bir otel tatili yapmayı düşünüyorum, mesela Şarm el-Şeyh’te. 1 haftalık, ortalama 10 bin adımlık güzel bir tatili geride bıraktık. Uzun yazımdan faydalanmanız dileğiyle.

Herkese iyi yolculuklar şimdiden.

Görseller bana aittir, elbette kaynak gösterilerek kullanılabilir.

YORUMLAR YAZ
istanbul escortjetxtempobet1xbethttps://www.digitalnorthampton.com/https://thechelseatreehouse.com/https://www.treasureislandfestival.com/https://www.cafeneve.com/betandyou turkiye girisefes casino twittertipobet turkiyeligobet twitter girisstarda casino twittermostbetligobetistanbul escortdeneme bonusurealbahisasyabahismaksibetbetsihirbazisecretbetbetnarcosxslot twitterankara escortJojobetcasibom girişholiganbetbizbet giriswonodd girisonwinonwin giriştempobetjokerrbetgrandpashabetgrandpashabetgrandpashabetcratosroyalbetgrandpashabetbetwoonpusulabetpusulabetCasibom Casino Sitelerizbahisjojobet girişcasibom güncel girişTokyobetPerabetserdivan escortcasibom girişhttps://denemebonusu.com.tr/Grandpashabetcasibom girişmatadorbetmatbetotobetbetebetmatbetbetebetbetebetdumanbetmavibetdumanbetmarsbahismatadorbetBetpasBetpassuperbetincasibommarsbahismarsbahisMarsbahismarsbahismarsbahisimajbet girişholiganbetmatbetlunabet girişlunabet girişsahabet casibomcasibomcasibomcasibommarsbahissekabetcasibom girişcasibom girişmaldives casino1wincasibomwinxbetcasibom girişcasibomVozol 25000jojobet günceljojobet girişextrabetpusulabetcasibommatadorbet girişgrandpashabet girişholiganbet girişsahabet girişonwin girişsekabet girişholiganbet girişmatadorbet girişbettiltvaycasinoPusulabetchild pornbets10 girişimajbetSekabetmarsbahis girişjojobet girişpusulabetmavibet,mavibet girişcasibomonwingölcük escortcasibomKavbetextrabetonwincasibomGanobet güncel girişcasibompusulabetCasibomCasibom girişCasibom güncel girişcasibom giriştoy poodle köpekkralbetcasibom girişcasibombetciokulisbetbetcio girişcasibom girişTümbet güncel girişdeneme bonusu veren sitelermeritbetBetgarantiMARSBAHİSdinamobet güncel giriştrendbet güncel girişbetkanyon güncel girişonwin güncel girişonwin güncel girişonwin girişmatbet güncel girişvaycasino güncel girişmarsbahisdumanbetsetrabetbetebet girişbetebet girişbetturkey güncel girişmadridbet güncel girişbetciosahabet girişsahabet girişonwincasibomsahabetkingroyal girişimajbet girişmarsbahis güncel girişcasibomvaycasinokralbet girişkumar siteleriibetturkeybetturkeycasibom girişcasibomcasibomonwinonwinmarsbahisDeneme BonusuDDeneme Bonusuusekabet güncel girişGeorgia EscortGeorgia Escortmarsbahiscasibomcasibom twittervaycasinomarsbahis twitterbetturkey girişcasibom güncel girişcasibom girişbetturkey girişmarsbahissahabetsahabetjojobetjojobetinat tvasyabahisbetpublicmarsbahisbetsatcasibom girişFixbet Girişcasibom girişcasibom güncel girişpusulabetcasibom resmi girişmatadorbetgrandpashabetsahabetonwinsekabetholiganbetjojobet girişmarsbahisjojobetjojobetjojobet girişsekabet girişjojobetjojobet girişmatbetistanbul escortbets10grandbettingotobetjojobet girişpinbahis güncel girişdeneme bonusubetsat girişcasibommarsbahissahabetcasibompusulabetcasibomnakitbahis girişcasibom güncel girişhttps://teder.com.tr/casibom giriş günceldeneme bonusuimajbet1314bets10casival