Ülkenin gündemi maalesef son birkaç aydır ekonomi.
A’dan z’ye tüm tüketim malzemelerine gelen zamlar, yüksek enflasyon derken bir aydır Dolar ile yatırıp kalkıyoruz zira dolar yılbaşından beri devam eden hareketinde vites yükseltti.
Grafikte Dolar/TL’nin 2018 başından beri seyrini görebilirsiniz, grafik haftalık. İncelediğinizde şu an gördüğümüz sertlikte bir çıkışın 2018 Ağustos’unda, kısmen de 2020 Kasım’ında ve 2021 Mart’ında gerçekleştiğini görebilirsiniz.
İlk olay Rahip Brunson Krizi, ikincisi ise Berat Albayrak liderliğindeki ekonomi yönetiminin piyasa ile ayrışan açıklamaları, üçüncüsü ise Naci Ağbal’ın görevden alınması idi. Son dönemde gördüğümüz yükseliş için ayrıca bir açıklamaya gerek kalmadı; zira TCMB’nin faiz kararları yeterli oldu.
Dolayısıyla ana sebep olarak ekonomi bilimiyle çelişen, iki yüzyıllık ispatlanmış ya da işe yaradığı görülmüş teorilerin aksine alınan kararları gösterebiliriz.
Dolar endeksinin bu süreçte Temmuz 2020’den beri, yani pandemiye karşı FED’in bütün dünyaya güven mesajı veren açıklamalarından sonra en yüksek seviyeye gelmesi de tuz biber oldu. Dolar endeksi bu sabah 96 seviyesini geride bıraktı; yılbaşında 89’du.
Merkez bankalarının niceliksel gevşeme planları neticesinde oluşan kaçınılmaz bir enflasyon gerçeği var. ABD’de son 12 aylık enflasyon %6,2’ye kadar geldi. ABD için inanılmaz bir enflasyon, zira politika faizi %0,25. Şu an ABD televizyonlarında çalışan maaşlarının eriyeceğine dair çok ciddi endişeler dile getiriliyor. Ne de olsa 1975-80’lerde yüksek enflasyondan çok sıkıntı yaşamış bir ülke.
Üstüne bu küresel enflasyon dalgası gelince pandemiye zaten çok kötü vaziyette yakalanan Türkiye ekonomisi için durum içinden çıkılmaz bir hal aldı.
Bu kötü manzaraya ilk ve en hızlı reaksiyonu piyasa verdi; Dolar bu satırlar yazılırken 12,20’yi (23 Kasım öğle saatleri) geçti. Ardından kura paralel olarak zamlar yağdı ve yağmaya devam edecek.
Herhangi bir yatırım aracının sürekli düşmesi ya da yükselmesinden daha tehlikeli olan daha volatil (hareketli) olmasıdır. Dolar son birkaç haftadır istikrarlı şekilde yükselse de gün içinde 1 liraya varan marjlar var ve çok sert hareketlere sahne oluyor; hane halkı için gün içi hareket önemli olmasa da yatırımcılar, döviz borcu olan işletmeler ve bankalar için sürdürülebilir bir durum değil.
Grafikte işaretli alanlar 2-3 saatlik bölgeleri gösteriyor. İlk alan 18 Kasım öğlen saatleri: 2 saatte 10,50’den 11,20’ye bir atak söz konusu. İkinci alan 23 Kasım saat 10-12 arası: 3 saatte 11,40’dan 12,30’a bir atak görüyoruz. Üstüne bir de 24 Kasım’da görülen 13,50-12,50 hareketini koyun.
Ne çıkıp konuşan var ne de bir haber akışı. Bugüne kadar yapılmış açıklamalar ve piyasanın bundan sonra olacağa dair beklentileri yeterli oluyor.
Bu tip sorulara her zaman verdiğim cevabı vereyim: Mevcut şartlar devam ettikçe, kur ya da enflasyon, fark etmez, yükseliş devam eder. Geri çekilmeler de geçici olmanın ötesine geçemez.
Hatanın farkına varılırsa şöyle olur demiyorum çünkü herkesin olayın farkında olduğunu düşünüyorum.
Daha büyük bir sorunu da burada paylaşmak isterim.
Faiz, enflasyon ve kur bizim gibi büyümeye çalışan ekonomilerde her zaman kontrol edilmesi gereken 3 kalemdir. Fakat bu 3 kalem aynı zamanda imposible three, yani imkânsız üçlüdür, zira bu üçünü kontrol altına alabilmiş bir yönetim yoktur. Haliyle bu üçünden birini kısmen serbest bırakmak gerekir; 30 yıldır serbest bırakılan bu kalem faizdir. 2000’lerin başında yaşamışlar hatırlar; DSP-MHP koalisyonu zamanında anayasa fırlatıldığında gecelik faizler %15’e kadar çıkmıştı.
Ancak mevcut yönetim faize eskiden beri savaş açmıştı. İndirilmesini istiyor ancak faizi silah olarak kullanmaktan da çekinmiyordu. Fakat son iki yıldır bu yaklaşım güç kaybetti ve faiz silah özelliğini kaybedip daha çok sıfırlanması gereken bir aygıt halini aldı.
Şimdi neyi serbest bırakacağız? Anlaşılan kuru.
Ancak bu sefer şöyle bir çıkmaz var: Faiz artırımları kuru kısa süreli de olsa tutabiliyordu, oysa kuru serbest bırakarak enflasyonu ya da faizi düşüremezsiniz. Ülkeye giren mazottan samana, etten yağa her şey ithal iken kur her zaman ana belirleyicidir ve düşmeden hiçbir şey düşmez. Dolayısıyla serbest bırakılırsa diğer ikili de buna eşlik etmek ister.
İnsanlık, Sanayi Devrimi’nden sonra gelişen yeni ekonomik sistemleri kurgular ve düzene oturturken şu an yaşanılan çoğu sorunu yaşamış ve uygun modellemeler kurarak başa çıkmayı öğrenmiştir. 20. yüzyılın başından beri pek çok konuda (yüksek enflasyon, işsizlik, ekonomik krizler, kur şokları, iflaslar, hatta pandemi) yaşanılan sorunları ekonomistler görmüş, dersler çıkarmış ve rasyonel karar verme mekanizmaları kurarak ekonomiyi stabilize etmişlerdir.
Yani sizin için kitabı yazıp koymuşlar, yeni sorunlara göre güncellemişler.
Siz Amerika’yı bir daha keşfetmek ve bu keşifte başka bilinmedik yollar denemek isterseniz bedelini ödemek zorunda kalırsınız; bu sefer bu bedeli hepimiz ödüyoruz.
Dolar | 34,5047 | % 0.03 |
Euro | 36,3535 | % 0 |
Sterlin | 43,6440 | % 0.04 |
Bitcoin | 3338187,00 | % 2.09 |
Ethereum | 113251,00 | % 4.91 |
Çeyrek | 5.037,00 | % 0,18 |
G. Altın | 2.954,88 | % 0,69 |
BIST 100 | % | |
Litecoin | 3050.07 | % 2.24 |
B. Cash | 16489.48,00 | % 5.86 |
Bitcoin | 3338187 |
Ethereum | 113251 |
XRP | 38.19 |
Bitcoin Cash | 16489.48 |
EOS | |
Litecoin | 3050.07 |
Binance Coin | 21314 |
Bitcoin SV | 2320.9 |
Tether | 34.59 |
TRON | 6.85 |
Stellar | 8.21 |
Cardano | 26.91 |
Monero | 5534.04 |
Dash | |
IOTA |